Dilbilimi alanında çalışan insanlar için çalışma takvimi çok daha düzenlidir. Eğer kişi bir şirkete bağlı olarak çalışıyorsa, ona mesai saatleri içerisinde başa çıkabileceği miktarda iş verilir ve hem müşterinin hem de şirketin beklentileri bu yönde gelişir.
Peki ya serbest yani freelance çalışan çevirmenler için işler nasıl gelişir? Şirketlerler proje odaklı ortaklıklar kuran çevirmenlerin zaman yönetimi konusunda nelere dikkat etmesi gerekir? Gelin hep birlikte bu sorulara cevaplar bulalım.
Çevirmenler ve Zaman Yönetimi
Özellikle serbest çalışan çevirmenler için zaman yönetimi, iş planı çıkarma gibi konular oldukça zorlayıcı olabilir. Özellikle bu sektörde yeni çalışmaya başlayan, veya zorlu projeleri tamamlamaya çalışan çevirmenler için işler çok daha farklı bir şekilde yürür.
Mail kutusunda biriken mailler, sürekli hangi aşamada olunduğunu soran telefonlar yapılan işin zorluğunu ve stres seviyesini çok daha fazla arttıracaktır.
Elbette bu durum sadece serbest çalışan çevirmenler için geçerli değildir. Bir kurum altında çalışan çevirmenler için de uzayan mesai saatlerine rağmen bitmeyen işler oldukça can sıkıcı olabilir.
Öyleyse en önemli soruyu soralım: Eğer çok fazla yapılması gereken iş, bu işleri tamamlamak için çok az zaman varsa ne yapmalısınız?
İşi Kabul Etmek Mi, Etmemek Mi?
Zaman yönetiminin birinci kuralı iş yoğunluğunuzu ve alabileceğiniz iş miktarının doğru bir şekilde tespit etmektir. Çünkü mevcut vaktinizin üzerinde iş almanız halinde sizi aksamalardan kurtarabilecek herhangi bir plan ve yönetim planı bulunmuyor.
Bazı durumlarda ne olursa olsun gelen bir işi reddetmenin mümkün olmadığı senaryolarla da karşılaşabiliyoruz. Örneğin çok sadık müşteriniz sizden son dakikada bir iş talebinde bulunabilir. Bu durumda ne yapmanın gerekir?
Müşterinizi İyi Tanımanız Önemli
Böyle bir durumda müşterinizin karakterine göre hareket etmeniz de fayda var. Eğer kendisi çalışma programınızın yoğunluğuna saygı duyacak biriyse, iş yoğunluğunuzu anlayışla karşılayabilir. Bu neden kabul etmemek sizin için en doğrusu olacaktır.
Ancak bu reddin müşterinizi kaybetmenize yol açabilecek bir duruma neden olacaksa, elinizdeki diğer işleri ve aciliyetlerini gözden geçirmenizi tavsiye ederiz.
Zaman Yönetiminin Gizli Formülü Nedir?
Kendinizi tanımak…
Evet, doğru okudunuz. Zaman yönetiminin sırrı, kişinin kendisini tanımasında saklıdır. Siz kendinizi ve çalışma şeklinizi ne kadar iyi tanırsanız, iş planınızı ve zaman yönetiminizi o kadar doğru bir şekilde kurgulayabilirsiniz.
Ne kadar uyumanız gerekiyor?
Bir işe kaç dakika ara vermeden, odaklanarak çalışabiliyorsunuz?
Gece mi daha verimli çalışıyorsunuz, gündüz mü?
Hangi tür çevirileri daha az zaman harcayarak veya yorularak yapıyorsunuz?
Sizi en çok ne tarz metinler zorluyor?
Hangi atmosferlerde daha konforlu bir şekilde çalışabiliyorsunuz?
Sizi motive eden yaptığınız işten kazanacağınız para mı, yoksa o işten aldığınız keyif mi?
İşte bu ve benzeri sorular sizin kendinizi ve çalışma disiplininizi tanımanıza yardımcı olacaktır. Bu sayede zaman yönetiminizi en siz uygun ve uygulanabilir şekilde yapabilirsiniz.
Büyük Projelerde Çalışırken Küçük Projelere Yönelmeyin
Çok yönlü ve kapsamlı projeler oldukça fazla son dakika revizesine maruz kalabilir. Bu nedenle elinizde büyük projelere varken daha önemsiz ve küçük işlere vakit ayırmayın. Nasıl olsa vaktim kalacak düşüncesiyle küçük işlere yönelmek, elinizdeki büyük çaplı projeler üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir.
Eğer küçük projelerin arasına gömüldüyseniz de, büyük çaplı projeleri bir süreliğine iş planınızdan uzak tutmanızda fayda var. Çünkü büyük çapta projeler genellikle sadece kendilerine odaklanılmasını gerektirir.
This post is also available in: Türkçe