2018 verilerine göre sosyal medya kullanan kişi sayısı 2 milyarın üzerinde. Bu kişilerin yaklaşık dörtte biri içinse internet ve sosyal medya aynı şeyi ifade ediyor. Bu noktada freelance çalışan bir çevirmenin yeni işler almak, çevresini genişletmek, yeni fırsatlar yakalamak için sosyal medyadan istifade etmesi büyük önem taşımakta.
Bu noktada blog yazarlığı konusunu ele almamız gerekiyor. Bir çevirmenin, özellikle de serbest çalışan bir çevirmenin kendine ait bir web sitesi olmalı ve bu sitede çeşitli konular hakkında yazı yazması son derece yararlı olur.
Bugün son derece düşük bir meblağ karşılığında kendi blogunuzu oluşturabilir, hatta bu işi ücretsiz olarak dahi yapabilirsiniz.
Peki ama neden blog yazarı olmalısınız?
Tıbbi çeviri, hukuki çeviri, yazılım çevirisi, turizm çevirisi ya da finans çevirisi… Uzmanlık alanınız fark etmeksizin insanlara çeviri dünyası ile ilgili önemli bilgiler verebilirsiniz. Bu sayede hem topluma bir katkı sağlamış olursunuz hem de yazdığınız yazılarla müşteri kazanma şansı yakalarsınız. Blogunuzu inceleyen kişi ya da şirketler, sizin becerilerinizi, yaratıcılığınız ve üslubunuzu kavrayarak sizden ücret karşılığında çeviri hizmeti satın almak isteyecektir.
Blogunuzda yazacağınız içerikleri planlarken tavsiye ve ipucu kavramlarını göz önünde bulundurmaya çalışın. Örneğin üniversiteden mezun olduktan sonra çeviri sektörüne nasıl girdiğinizi, ne tür işlerde çalıştığınızı, ne tür zorluklar çektiğinizi, yeni bir çevirmenin yapması ve yapmaması gerekenleri anlattığınız blog yazıları insanlar için çok faydalı olabilir.
Bu sayede yepyeni insanlarla tanışabilir, çevirmen ve diğer disiplinlerden farklı insanlar tanıyabilirsiniz. Bir anlamda blog yazmak demek çevrenizi genişletmek için güzel bir yöntemdir.
Katıldığınız konferanslar ve etkinlikler hakkındaki görüşlerinizi ve burada edindiğiniz deneyimleri de yine blogunuzda yazmanız çok iyi olur. Burada öğrendiğiniz şeyler, tanıştığınız kişiler, yeni çeviri teknolojileri hakkında bilgiler vererek gelecekteki müşterilerinize kariyerinizi ne denli önemsediğinizi, işinizi ne kadar çok sevdiğinizi gösterebilirsiniz.
Blogunuzu kurup yazı yazmaya başladığınızda bu blogu nasıl daha çok kişiye ulaştırabilirim diye de düşünmeniz iyi olur. Bunun için yapabileceğiniz pek çok şey vardır aslında.
Twitter, Facebook, LinkedIn, Instagram gibi sosyal medya platformları üzerindeki hesaplarınızda blogunuzdaki içerikleri paylaşın. İçerikleriniz üzerine takipçilerinizle etkileşime girip güzel bir sohbet ortamı tesis edin.
Özellikle LinkedIn’de üzerinde kendi blog yazılarınızı paylaşarak profesyonel bir ortamda tartışma zemini oluşturabilirsiniz. LinkedIn üyelerinin genelde mesleki bir perspektifle orada bulunduklarını düşündüğümüzde sıkı bir yazı ile LinkedIn üzerinden birçok müşteri kazanabilirsiniz.
Buna ek olarak blogunuza giren kişilerin e-mail adreslerini toplayarak onlara e-mail üzerinden de içerik gönderebilirsiniz. Bir zaman sonra örneğin “finans çevirisi” hakkında bir e-kitap yazarsanız ya da bu konuyla ilgili bir seminer düzenlerseniz bu kişilere ulaşmanız e-mail üzerinden daha kolay olur.
Blogunuzdaki yazıların sosyal medya üzerinden kolayca paylaşılabilmesi için gerekli eklentileri kurmayı da ihmal etmeyin. Böylece insanlar yazının kenarında bulunan sosyal medya ikonlarına tıklayarak yazınızı birkaç saniye içinde paylaşabilirler.
Ve son olarak kendi blogunuzda başka çevirmenleri konuk edin. Örneğin siz finans çevirmeni olabilirsiniz ancak tanıdığınız sağlam bir yazılım çevirmeni olabilir. Bu kişinin tecrübelerini, bilgilerini ve tavsiyelerini sizin blogunuzda yazı formatında yayınlamasına olanak sağlayın. Böylece hem sizin takipçileriniz bu yazıdan yararlanır hem de konuk yazarın kendi çevresini de kazanma şansı yakalamış olursunuz.