Çeviri, bir dili geliştirip anlamaya çalışan insanın ilk döneminden, yaşamının ilk anlarından itibaren hep var olmuştur. Bu nedenle çeviri, insanın insanlaşmasının, yaşamının uygarlaşmasının en büyük aracı olmuştur. İnsanın dünyaya gelir gelmez “çeviri olayı” ile iç içe olurlar, bu yaşamsal çeviri sürecinde ilk “çevirmenlik” görevini anne ve baba yapar. “Dış dünyadan gözlemlediği olayları, edindiği izlenimleri değişik iletişim ortamlarında yazılı ve sözlü olarak aktarır ve böylece bir çeşit çeviri yapmış olur” . Çeviri yaşamsal bir olgudur, insanın yaşamının bütün aşamalarında; sosyal, psikolojik ve kültürel gelişimde etkin bir araç olmuştur. Günümüzde teknolojik gelişmeler çeviri alanında da ilerlemiş olsa bile, bu durum çeviri işinin bir insan etkinliği, kültürü ve birikimi içerisinde gelişen bir eylem olduğu gerçeğini değiştiremez.
“Büyük ansiklopedik sözlüklerin, terim bankalarının yakında bir milyondan fazla girdileri olacaktır; bunlar çevirmenin işini kolaylaştırmakla birlikte onun yerini alamayacaktır. Gerçekten de, metinlerde geçen ve bir topluluğun ortak dil temelini oluşturan binlerce terimin sayısı, özgül terimlerin sayısından çok yüksektir. Metinlerin büyük çoğunluğunu ve içerdikleri önermeleri, olguları ve düşünceleri her zaman yorumlamak gerekecektir. İyi, kesin bir çeviri her zaman yorumun ve terim aktarımının karışımı sonucu ortaya çıkacaktır. “(Seleskovitch)
Dolayısıyla, bu gerçek, mesleki anlamda akademik bilginin önemini ifade etmektedir. “Çevirinin mekanik bir aktarım işlemi olmayıp, yaratıcı bir eylem olduğu gerçeğinin kabul edilmesi, çeviriyi ikinci sınıf bir etkinlik olmaktan çıkarmış, bir bilim dalı olarak öteki bilim dalları arasında yer almasına neden olmuştur”.
Çevirinin Tanımı
Çevirinin tanımı ve ne olduğu konusu üzerine yıllardır pek çok şey söylenmiştir. En genel anlamda çeviri, gelişen dünyamızda kültürler arasında bir arabuluculuk eylemi olarak nitelenebilir. Göktürk’ün de belirttiği gibi, “Bu yönüyle tek tek diller ötesinde bir ortak dildir çeviri, dillerin dilidir” . Bilim, sanat, teknoloji alanındaki yeniliklerin ve gelişmelerin sınırları zorladığı, bilgi ve bilişim akışının büyük bir devingenliğe ulaştığı günümüzde, tüm farklı gelişmelerin yakalanabilmesinin tek aracı haline gelmiştir çeviri.
Mounin’in tanımına göre çevirinin “bir iki dillilik olgusu ve diller arasında temas noktası” olduğu ve kazanılan her bilginin, üretilen bilgi olmadığı düşünülecek olursa, çeviri yoluyla kazanılmış bilgilerin büyüklüğü yadsınamaz. Gouadec ise çevirinin “dilsel sınırların aşılmasıyla ortaya çıkan yönlerin yer değiştirmesinin sonucu” olduğunu vurgulamış ve “dilsel sınırların” aşılmasını ise her şeyden önce kültürel sınırların aşılmasına bağlamıştır. Dünyamız postmodern bir anlayışa doğru ilerlemektedir. Postmodernizm ise tek kutuplu dünyamızın çok kültürlü, çok eksenli anlayışının bir sonucudur. Bu çok eksenlilik ve çok merkezlilik noktasında kültürlerin buluşma aracı çeviri olmuştur ve bu anlamda çeviri, dünyamızın geleceği açısından çok daha yaşamsal bir olgu haline gelmiştir. İşte bu noktada, ulusların birbirine yakınlaştığı, çok uluslu şirket ve kurumların hızla artarak geliştiği, sınırların kalktığı yirmi birinci yüzyılda kültürler arası tüm diyaloglarda çok önemli bir araçtır çeviri. Bu yaklaşımla Goffin de, “diplomatik ve bilimsel alanda uluslararası bilgi alışverişi”nin artmasıyla çeviriye daha çok önem verildiğini belirtmektedir.
Sonuç olarak, çeviri, tüm insanlığın ortak dilidir. İnsanlık, bilişim çağının gelişmişliğini, atom teknolojisi üzerine araştırmalarını, evreni araştırmada kullandığı uydu teknolojisini, tıptaki gelişmeleri konuşurken, doğal felaketleri, küresel ısınmanın getireceği iklim değişikliklerini, bölgesel savaşları ve buna bağlı olarak harita değişikliklerini de bir sorun olarak yaşamaktadır. Tüm bunlar, insanlığın bir araya gelişinin zorunluluğunu ifade etmekte, insanları ortak platformlarda çözümler üretmeye zorlamaktadır. Bu ise, farklı siyasal görüşlerin, farklı hukuksal yapıların, farklı kültürel dokuların bir araya gelmesi demektir. İşte bu noktada, kullanılacak tek bir dil vardır: çeviri.