Serbest çevirmen olmanın avantajları ve dezavantajları vardır.
Özellikle serbest (freelance) çevirmenliğin ilk yılında çeşitli zorluklarla karşılaşmanız kuvvetle muhtemeldir.
- Fiyatlandırma
- Pazarlama ve reklam kampanyası
- İş almak
- Müşteri ilişkileri ve benzeri konularda ne yapacağınızı bilemeyebilirsiniz.
Bu zorlukların da ancak bizzat yaşayarak üstesinden gelebilirsiniz. Yani bu tür zorlukların kenarından değil, içinden geçmeniz gerekir.
Ancak bu yazıda size vereceğimiz tavsiyelerle serbest çevirmenlik sürecini biraz daha kolay geçirmenizi sağlamayı umuyoruz.
O halde başlayalım.
1. Piyasa Sürekli Değişim Halindedir
Bu işe gireceğiniz zaman piyasanın sürekli değişeceğini kabul etmeniz gerekir. Örneğin bundan 20 yıl öncesine kadar taze bir çevirmenin freelance olarak geçimini sağlaması daha zordur ve deneyimli çevirmenler arasında da sıkı bir rekabet vardır.
Fakat bugün “gig ekonomisi”ne geçiş sürecinde olduğumuz için daha çok iş alabilirsiniz. Bu mesleği icra etmekte kararlıysanız karşılaşacağınız sorunları bizzat çözümlemelisiniz.
2. Doğrudan Müşterilerle Çalışıp Çalışmayacağınıza Karar Verin
Bazı genç çevirmenler direkt olarak müşteri ile çalışır ve gayet başarılı olur. Doğrudan müşteri ile çalışma konusunda ciddi iseniz, çeviri kalitenizin ve müşteri hizmetlerinizin sağlam olması gerekir. Diğer bir ifadeyle doğrudan müşteri ile çalışmak çeviri kadar insan ilişkileri ve pazarlama gibi konuları da kapsar.
Daha önceden ajans deneyiminiz varsa serbest çevirmen olarak başarılı olabilirsiniz. Eğer çok spesifik bir alanda çeviri yapıyorsanız (Budizm, tasavvuf, mekatronik ya da enstrüman yapımı vb.) bu kez de bir ajansın parçası olmak için fazla kalifiye olduğunuz gerçeği ile karşılaşırsınız ve bu durumda direkt müşterilerle çalışmak sizin için daha ideal olabilir.
3. Çeviri Yokken Pazarlama Yapın
Serbest çevirmenliğin ilk dönemlerinde iş alamadığınız dönemler olacaktır. Örneğin 20 günlük bir boşluğunuz oluştuğunda bu süreyi pazarlama yapmak için kullanmalısınız.
Ya da haftalık 25 saat çalışmaya göre kendinizi hazırladıysanız ve sadece 10 saatlik bir iş aldıysanız, geriye kalan 15 saati pazarlama yaparak, sosyal medyada aktif olarak iş “kovalayarak”, şirketlere teklif e-maili atarak geçirmeniz çok iyi olur.
4. Uzmanlık Alanlarınızı İyi Pazarlayın
Çeviri ajansları ne çok spesifik ne de her şeyi yapmaya hazır çevirmenlere iş paslar. Ajansların istediği kapsamlı disiplinlerde (finans, hukuk, spor, tıp, uluslararası ilişkiler vb.) deneyimi olan çevirmenlere iş paslamaktır.
Yani deneyimli ve bilgili olduğunuz alanların pazarlamasını yaparken aşırı spesifik bir söylemde bulunmak sanıldığı kadar yararlı olmayabilir.
Fakat şu bir gerçek ki mutlaka birkaç alanda deneyimli olmanız, birkaç farklı disipline ait yaptığınız çevirileri portfolyonuzda sunabilir olmanız şart.
5. Deneyimli Çevirmenlerin Sözlerine Kulak Verin
Serbest çevirmenliğe yeni başlayan biri olarak hangi konularda bilgisiz olduğunuza dair bilgisiz olabilirsiniz. Ancak meslekte deneyimli ve profesyonel çevirmenlerin sözlerine kulak vermeli; onlardan kariyer tavsiyesi almalısınız. Zira bu kişiler mesleğin gereklerini ve ince yönlerini herhangi birinden çok daha iyi bilir.
Bu nedenle bulunduğunuz şehirde çevirmenlerin üye olduğu bir dernek, vakıf, kulüp ya da kuruluş varsa buralara kaydolun. Sektörle ilgili etkinliklere katılmaya çalışın ve çevre yapın.
6. Ne Kadar Kazanmanız Gerektiğini Belirleyin
Serbest çevirmen olarak aylık ne kadar kazanç elde etmeniz gerektiğini tespit etmelisiniz.
Örneğin 1000 karakter başı bir tarifeniz olmalı ve aylık çalışma saatlerinizi de buna göre belirlemelisiniz. Diğer bir ifadeyle gelir-gider dengenizi gelir lehine olacak şekilde düzenlemelisiniz. Eğer piyasanın çok altında bir fiyata çalışırsanız durduğunuz yerde kayıptasınız demektir. Bu yüzden piyasadaki fiyat politikalarına bakın ve alacağınız işin niteliklerine göre bir fiyat çıkarın.
Müşteri ile görüşürken tüm şartları netleştirin ve kendi şartlarınızı da ortaya koymaktan çekinmeyin. Parayı nasıl ve ne zaman tahsil edeceğinizi mutlaka net bir biçimde belirtin.
7. Bol Bol Çalışın
Akıllı bir şekilde çalışmanın çok çalışmaktan üstün olduğu söylenir. Bu doğrudur da. Zamanınızı ve emeğinizi boşa heba etmemelisiniz. Ancak serbest çevirmenlikte bir sonraki ay iş alıp alamayacağınız belirsiz olduğu için özellikle ilk dönemlerde çok çalışmak yararınıza olur.
Yani günde 8 saat uyuyor ve 3-4 saatini de yemek, kişisel bakım gibi şeyler harcıyorsanız geriye kalan tüm zamanı işe ayırmalısınız. Buna çeviri, müşterilerle buluşma, müşteri adaylarına e-mail atma, network etkinliklerine katılma, mesleki becerilerinizi geliştirme gibi şeyler de dahildir.
BENZER YAZILARIMIZ
Tüm Çevirmenlerin Takip Etmesi Gereken 8 Blog
Çeviri Kalitesini Artırmak İçin Yapılması Gerekenler
This post is also available in: Türkçe