Dünden bugüne çevirmenlik denildiğinde aklınızda tam olarak ne canlanıyor?
Sizce çevirmenliğin geçmişi ne kadar eskilere dayanıyor?
Gelin bu sorulara cevaplar bulalım ve günümüzde çevirmenliğin ne ifade ettiğini birlikte inceleyelim.
Tarihin Derinliklerinden Bir Meslek: Çevirmenlik
Konuşma dillerinin farklılaşması yüz bin yıl öncesine kadar dayanıyor. Bulunan kemik mızraklar ve mağara kalıntılarında Homosapiens türlerinin konuşmak için kendilerine özgü bir dilsel ifade buldukları kanıtlanmıştır. Farklı coğrafyalardaki insan soyları tamamen kendilerine özgü diller bulmuş ve farklı dil yapıları ortaya çıkmıştır. Dillerin yüz bin yıl önce ortaya çıkması, yazının ise beş bin yıl önce bulunması çevirinin ne kadar eskiye dayandığının bir kanıtıdır.
Tarihi İlk Çevirisi Sümerlilere Ait
Bu saptamalardan yola çıkarak ilk toplumsal hayatı temsil eden kabileler arasında ticari ilişkiler ve egemenlik savaşlarında ilk sözlü çevirilerin yapıldığına ulaşabiliyoruz. Tarihte saptanan ilk yazılı çeviri ise Sümerliler dönemine rastlıyor.
9. ve 10. Yüzyıllara kadar yapılan tüm çevirilerin dinsel metinler üzerine olduğunu söyleyebiliriz. Örneğin İbranice dilinden Eski Yunanca diline çevrilmiş. Eski Antlaşma milattan önce 247 yılında yapılmıştır. Milattan önce 196 yılında Rosetta Taşı üzerinde ise; Mısır dilinde ve Yunan dilinde iki farklı metnin taşa yazıldığını görüyoruz.
Ortaçağ’a Hakim Kurum Kilise
Ortaçağ’da ise çeviriler sadece kilise kontrolünde yapılmaktaydı. Ancak Doğu’da özellikle de Bağdat’ta çeviri ve tercüme oldukça önemli bir yer tutmuş ve Avrupa insanının Eski yunan metinleri ile tanışması sağlanmıştır. Latince, İspanyolca ve Yunancadan Arapçaya çevrilen metinler bilimin, felsefenin ve aydınlanmanın gerçekleşmesi için itici güç olmuştur.
1400’lü yıllarda matbaanın keşfedilmesi ile çevirmenlik hizmetleri oldukça hızlı bir gelişme göstermiştir. Dindeki reformlar ile çeviri işlemleri kilisenin kontrolünden çıkmış ve birçok metin farklı dillere çevrilerek dünyaya yayılmıştır. Özellikle de İncil’in farklı dillerde basılması Avrupa Modernizminin oluşmasında oldukça etkili olmuştur.
17. ve 18. Yüzyıllarda genellikle edebi eserlerin çevirilerine ağırlık verilmiştir.
“Çeviri Nasıl Olmalı?” Sorusu Gündeme Geliyor
Çevirinin nasıl olması gerektiği, düşünsel altyapısı ve kuramsal boyutu ise 19. Yüzyılda oturmaya başlamıştır. 20. Yüzyılda yaşanan sanayi devrimi, ülkeler arasındaki sıkı ilişkiler ve global bir dünya düzeni çevirinin önemini arttırarak bugünkü vazgeçilmez unsur haline getirmiştir.
Günümüzde Çevirmenliğin Geldiği Yer
Yazılı metni bir dilden başka bir dile çeviren kişiye mütercim denilirken, konuşmayı çeviren kişiye tercüman denmektedir. Bu kavramlar konuşma dilinde sürekli birbirine karıştırılsa da genel olarak çeviri yapan kişiye çevirmen tanımını kullanıyoruz.
Dünya artık sürekli birbiriyle iletişim içerisinde. Teknolojinin gelişmesi ve yaygınlaşması en uzak noktaları birbirine bağlayarak dünyayı adeta global bir köye çevirdi.
İnsanların birbiriyle kaliteli ve sağlıklı iletişim kurabilmeleri ise çevirinin gücüne kalıyor. Yaşayan bir organizma olan dil, sürekli gelişiyor ve değişiyor. Bu değişime ve gelişime ayak uyduran çeviri dünyası özel ve resmi kurumlardaki çevirmenler, serbest çevirmenler, çeviri şirketleri ve büroları tarafından sağlanmaya çalışılıyor.
Türkiye’nin İlk Çevirmenlik Eğitimi
Türkiye’de çevirmenlik eğitimi; Boğaziçi üniversitesi İngilizce Mütercim-Tercümanlık Bölümü ile ilk kez 1993 yılında öğrenci almaya başlamıştır. İkinci üniversite ise Ankara Hacettepe Üniversitesi olmuştur. Sonraki yıllarda ise birçok üniversite tercümanlık bölümleri açarak çeviri dünyanın yeni, deneyimli ve başarılı isimler kazanmasını sağlamıştır. Şuanda mütercim-tercümanlık bölümlerinden her yıl 1741 öğrenci mezun oluyor ve 24 ayrı üniversitede İngilizce, Fransızca, Almanca, Arapça, Çince ve Rusça dillerinde çevirmenlik eğitimleri veriliyor.
Günümüzde Çevirmenlerin Görev Alanları Nelerdir?
Başarılı bir çevirmen, çeviri yapacağı dildeki edebi eserleri, bilimsel makaleleri, siyasi, hukuki, ekonomik ve teknik belgeleri en iyi şekilde okumalı ve metnin anlam bütünlüğünü, ifade biçimini, kurgusal yapısını bozmadan istenen dile kelime kelime çevirmelidir.
Yabancı dillerde yapılan konuşmaların çevirilerinde; konuşmacı dikkatli bir şekilde dinlenmeli, konuşma süresinde notlar alınmalı ve konuşmacının tavrı, ses tonu ile üslubu da dikkate alınarak çeviri yapılmalıdır.
Bir çevirmen çevirilerin doğruluğunu kontrol etmeli ve yapılan çeviride aslında olmayan hiçbir ifade bulunmamalıdır.
Çeviri mesleğini iyi bir şekilde icra etmek isteyen çevirmenler için eğitim hiç bitmemekte ve sürekli yeni terimler, tanımlar ve kavramlar çıkarak çeviri evreni genişlemektedir. Bu gelişmelere ve dönüşümlere ayak uyduran çevirmenler çeviri dünyasının sınırlarını geliştirecek ve en kaliteli iletişimlerin kurulmasını sağlayacaktır.
Çevirmenleri Gelecekte Neler Bekliyor?
Teknolojinin her geçen kendini yenilemesi ve bir sonraki noktaya taşıması çeviri sektörünün geleceğini etkilemektedir. Her geçen gün yeteneklerini genişleten yapay zekalar ve çeviri dünyasına dair atılan yeni hamleler bu sektörde çalışan insanlarında bu teknolojilere adapte olmasını gerektiyor.
This post is also available in: Türkçe