Hayatımızın büyük bir kısmını çalışarak geçiriyoruz. Kimileri için sabah 8 akşam 5 olan bu süreç, kimileri için çok daha uzun…
İşte tam da bu nedenle insanın yaptığı işten keyif alması oldukça önemli.Peki ya siz yaptığınız işten ne kadar keyif alıyorsunuz?
Az, çok, eh???
Çevirmenlerin Ağzından Çevirmen Olmanın Faydaları
Gelin şimdi hep birlikte birbirinden başarılı çevirmenlerin dünyalarının kapılarını aralayalım ve yaptıkları işi neden sevdiklerini öğrenelim.
Corinne McKay – Fransızca’dan İngilizce’ye Çeviri
Bir meslektaşım geçtiğimiz günlerde “Çevirmenler neredeyse hiç kimsenin bilmediği şeyleri biliyor” yorumunda bulundu. Benim deişimle ilgili en çok sevdiğim şey bu. Pnömatik çöp toplama sistemleri, zombi temalı rol yapma oyunu kartları, çocuk felcinde aşılama programları ve 1950’lerden itibaren bir Sherpa’nın otobiyografisi gibi birbirinden ilginç konularda raporlar tercüme ettim. Çok az kişi şimdiye kadar bu konularda bilgi sahibi olmuştur. Çok fazla insansa daha fazla okumak ve öğrenmek için para harcıyor. Eğer dil öğrenmeyi seven biriyseniz, çevirmen olmak size en uygun iştir.
Carolyn Yohn – Fransızca ve Macarca’dan İngilizce’ye Çeviri
Okumanın, diğer dünyalara pencereler açtığı söylediler. Çeviriyle, o camları diğer insanlar için inşa ediyorum, üstelik bunu cümle cümle yapıyorum. Bir aile kurmak için daha güvenli bir yer arayan mülteciler, yeni teknolojileri için alıcılar veya üreticiler arayan mucitler, birlikte yaşama kararlılığı içinde olan uluslararası çiftler için bu pencereleri yapıyorum ben. Birbirinden farklı dünyaları olan insanları çeviriler aracılığı ile bir araya getiriyorum. Ayrıca, bu dünyalar arasında serbestçe yürümek gibi nadir ayrıcalıklara sahibim, çünkü çevirmenler yalnızca çeviricilerin bakışlarını yakalarlar.
Tercüme, her iki kültürün de samimi bir şekilde bilinmesini gerektirir. Tuhaf bir antropolojik bükülme ile, neredeyse dil bölünmesi boyunca iletilmesini istediğim fikirlerin inceliklerini tam olarak kavrayabilmek için hem çok içinde, hem de çok dışında olmalıyım metinlerin ve kültürlerin. Bu durum hem seyahatlerime hem de günlük deneyimlerime heyecan katıyor: Her an, her yerde, hem yerel hem de yabancıyım.
Bu ayrıcalık ender olabilir. Kaliforniyalıların %kırk beşi şimdi evde İngilizce dışında bir dil konuşuyor. Yerli ve yabancı arasındaki çizgiler, tek dilli Amerikalılar için bulanıklaşıyor. Bu çok güzel ve heyecan verici. Çeviri ana hatlarıyla önem kazanmaya başladıkça açılacak olan pencere ve kapılar artıyor, hem de çok.
Rose Newell – Almanca’dan İngilizce’ye Çeviri
Zor soru! Bir okuyucu olarak, okumak için çok farklı çeşitlerde metin türlerini tercih ediyorum. Bir yazar olarak, orijinal fikirleri bir dilden ayırıp, bir başka dilde yeniden örme şansını seviyorum. Bir insan olarak, müşterilerimle olan etkileşimimi ve olumlu geri bildirimlerini dinlemeyi çok seviyorum. Müşteriler çoğunlukla bana nihai, basılı ürünlerin veya bitmiş web sitelerine olan bağlantıların kopyalarını gönderirler ve bana nasıl olduklarını bildirirler. Bu anı çok severim.
Çevirmen olmayı neden sevdiğime gelince, en çok bu işin sonunda hissettiğim başarıyı seviyorum. Hem işi bitirmiş olmanın verdiği başarı hissini hem de insanlara yardım etmiş olma başarısını. Hiçbir şey, büyük bir fikrin daha geniş, uluslararası bir kitleye ulaşmasını sağladığınızdaki hisse benzemez. Çevirmenler büyük fikirlerin büyümesine yardımcı olurlar.
Suyash Suprabh – İngilizce, Almanca ve İtalyanca’dan Hintçe’ye Çeviri
Tercümeyle ilgili en ilginç bulduğum şey, size farklı dillerde farklı yaşamlar sürme imkânı sağlamasıdır. Her dil farklıdır ve kendi dünyasına sahiptir. Bir diğer önemli nokta, çevirinin anadilinin hem güçlü hem de zayıf yönlerini bilmenize yardımcı olmasıdır. Bazı bilimsel ve teknik kavramlar kolayca İngilizce olarak dile getirilir, ancak Hintçe ifade etmek için çok çaba gerekir.
Çevirmenler, yeni fikirleri anadillerinde ifade etmek için yeni yollar bulmaya devam ediyor. Son olarak, tercüme bana ana dilime katkı sağlayarak da yardımcı oluyor. Yüzlerce cümle yapısı ve deyim çevirmenler tarafından Hintçe’ye eklenmiştir. Daha fazla çevirmenin kendi ana diline bu katkıyı sağladığının farkında olmaması gerçekten şaşırtıcı.
Timothy Barton – Fransızca, İspanyolca ve Katalanca’dan İngilizce’ye Çeviri
Benim dikkatimi çeken şey, çalışırken öğrendiğim şeylerin çeşitliliği. Farklı Avrupa ülkelerindeki yüksek öğrenim sistemleri, Afrika ve Latin Amerika ekonomilerinin yapımı, transatlantik yelkenliğinin teknik ve taktik yönleri, İspanya tarihi, baştan sona grafik tasarım süreci hakkında öğrendiklerimin çeşitliliği beni her zaman heyecanlandırıyor.
Emma Goldsmith – İspanyolca’dan İngilizce’ye Tıbbi Çeviri
Ben karmaşık bir tıbbi metni İspanyolca olarak çözmeyi ve tekrar İngilizce hale getirmeyi çok seviyorum. Bu iş aynı bir yapboz gibi. Tüm parçalara ve nasıl olması gerektiğine dair bir resme sahipsiniz. Parçaları birbirine karşı boyutlandırırsınız, bir kısmını bir kenara koyuyor ve başkalarını aynı renkteki farklı bir gölge ile deniyorsunuz. Daha iyi bir perspektif elde etmek için bir adım geri çekildiğinizdeyse aniden tüm resim karşınıza çıkıyor.
İşte bu yapbozu tamamlamanın verdiği heyecan bu işi sevmemin esas sebebi.
This post is also available in: Türkçe